Özel Güvenlik Sektörünün Özellikleri
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’nde güvenlik; “Toplum yaşamında kanuni düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, “emniyet” olarak tanımlanır. Türkçe’de “güvenlik” sözcüğü, İngilizce’de hem asayişin korunması anlamına gelen “security”, hem de tehlike ve risklerden korunma anlamına gelen “safety” sözcüklerinin ortak karşılığı olarak kullanılır. Bu iki kavram, insanın “güvenlik içinde yaşama gereksiniminin” karşılanmasının temel önkoşullarıdır.
Güvenlik Gereksinimi İnsanın Yaradılış Doğasından Gelir
Gerçekten, Maslow’un gereksinimler hiyerarşisi kuramında güvenlik, insanın canlı kalmak ve üremek için gidermek zorunda olduğu temel fizyolojik gereksinimlerinden (yeme, içme, üreme) sonra ikinci sıradadır. Bu kurama göre, sırasıyla temel fizyolojik gereksinimleri ve güvenlik gereksinimleri karşılanmayan bir insanın üst basamaklarda yer alan temel insani gereksinimlerini (sevilme, saygı görme ve kendini gerçekleştirme) doyurmaya yönelmesi olanaksızdır. Öyle ise, güvenlik sağlanmadan insanın bu gereksinimlerini karşılamak için adım atmasını beklemek, saf bir iyimserlik olur. Bu önemi nedeniyle, insanın can ve mal güvenliğinin sağlanması dünyada olduğu gibi Türkiye’de de devletin Anayasal önceliklerinden biridir. Bu kapsamda devletler yurttaşların can ve mal güvenliğini korumak ve geliştirmek için toplumsal yaşamın her alanını kapsayan kurallar koymuş; politikalar ve stratejiler geliş amaca uygun örgütsel alt yapılar oluşturmuş ve bunların etkili çalışmalarını sağlayacak donanım sağlamıştır.
Yirminci Yüzyılda yaşanan siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel krizler ve bunları aşmak için uygulanan siyasal ve ekonomik programlar hem ülkeler, bölgeler ve kıtalar, hem de ülkelerdeki toplumsal gruplar arasında ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerin derinleşip, yaygınlaşmasına yol açmıştır. Yoksulluk ve işsizlik bu koşullarda hızla artmıştır. Toplumlar ve toplumların çeşitli grupları (gelir grupları, dini ve etnik gruplar, kültürler vb.) arasındaki gerginlik ve çatışmalar ile buna bağlı toplumsal hareketlilik de bu ortamda yaygınlaşmıştır.
Bu gelişmeler ışığında can ve mal güvenliği sorunları ve bu sorunları çözmek için üretilecek güvenlik hizmeti gereksinimi de giderek artmış, yaygınlaşmış ve çeşitlenmiştir. Bu koşullarda can ve mal güvenliği sorunu yaşayan ama sorunu devlet tarafından yeterince çözülemeyen çeşitli kişi ve kuruluşların bu sorunlarını kişisel ve kurumsal olanaklarıyla çözme arayışına girmelerine yol açmıştır. Bu arayış bir yandan yasal dayanağı belirsiz olan özel güvenlik hizmeti üretiminin yaygınlaşmasına yol açarken diğer yandan da, geçmişten bu yana bir kamu hizmeti olarak görülen güvenlik hizmetlerinin devlet denetiminde kısmen özelleştirilmesine toplumsal zemin oluşturmuştur.
Özel güvenlik kursları ile özel güvenlik şirketleri Devlete karşı rollerini üstlenmiş, özel güvenlik şirketleri ise ilgili yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yetkilerini aşmadan özel güvenlik hizmete vermeye başlamışlar. Sonuç olarak, günümüzdeki haliyle 5188 sayılı Yasa ile Özel Güvenlik Sektörü son şeklini almıştır.